Ekolojik Ayak İzi, insanların kullandığı yenilenebilir kaynakları sağlayabilmek için gereken, biyolojik olarak verimli ve suyun bulunduğu alanı hesaplar. Buna, altyapı ile CO2 emilimini sağlayacak bitki örütsü için gereken alan da dahildir. Ekolojik Ayak İzi; biyosfer üzerinde birbiriyle yarışan insan taleplerini, gezegenin kendini yenileme kapasitesiyle karşılaştırarak hesaplanır. Yenilenebilir kaynakları sağlamak, altyapı ve atık bertarafı için gerekli alanlar toplanarak Ekolojik Ayak İzi elde edilir. Mevcut hesaplamaya dahil edilen tek atık CO2’dir.
Ülkelerin Ekolojik Ayak İzi Bileşenleri
Karbon tutma ayak izi: Okyanuslar tarafından tutulan CO2 emisyonunun yanı sıra, fosil yakıt tüketimi, arazi kullanımı değişiklikleri ve kimyasal süreçlerden kaynaklanan emisyonların tutulması için gereken orman alanı
Otlak ayak izi: Et, süt, deri ve yün ürünleri için hayvancılık yapılan alanın yüzölçümü
Balıkçılık sahası ayak izi: 1.439 farklı deniz türü ve 268’i aşkın tatlı su türünün avlanma verilerine dayanarak, yakalanan balık ve deniz ürünleriyle ortaya çıkan tahmini birincil üretim
Tarım arazisi ayak izi: İnsan tüketimi için gıda ve lif, hayvan yemi, yağ bitkileri ve kauçk üretimi için kullanılan alanın yüzölçümü
Yapılaşmış alan ayak izi: Ulaşım, konut, endüstriyel yapılar ve hidro elektrik santralleri de dahil olmak üzere insan altyapısıyla kaplı alanın yüzölçümü
Ekolojik Ayak İzi 1961 ile 2007 yılları arasında iki katına çıktı. Karbon ayak izi son 10 yılda 3 katına çıkarak Ekolojik Ayak İzi’nin yarısından fazlasını oluşturuyor.
2007’de insanlığın toplam ayak izi 18 milyar küresel hektar (gha), yani kişi başına 2,7gha'ydı. Dünyanın biyolojik kapasitesi ise yalnızca 11,9 milyar gha, yani kişi başına 1,8gha’ydı.
Bu şekilde devam edersek 2030 yılında 2; 2050 yılında ise 2,8 gezegene ihtiyacımız olacak.